I burned my fire. Until there was nothing left... All that's left pure white ash...
4 yaş: Babam her şeyi bilir. 5 yaş: Babam çok şeyi biliyor. 6 yaş: Benim babam, senin babandan daha çok şey biliyor. 8 yaş: Babam her şeyi bilmiyor olabilir. 10 yaş: Babamın gençliğinde her şey çok farklıymış. 12 yaş: Aslında, babam bu konuda hiçbir şey bilmiyor. Çocukluğunu anımsayamayacak kadar yaşlı. 14 yaş: Babama kulak asma, o artık çağ dışı kaldı. 21 yaş: Babam mı? Aman Tanrım! o hiçbir işe yaramaz 25 yaş: Babam bu konuda az da olsa bir şeyler biliyor. Ama o yaştaki insanın bu konuda bir şeyler bilmesi normal zaten. 30 yaş: Bu konuda babamın fikrini alsak iyi olur. O kadar deneyimli ki! 35 yaş: Babama sormadan hiçbir şey yapmasam iyi olacak. 40 yaş: Acaba babam bu konunun nasıl üstesinden gelirdi? Ne kadar akıllı ve deneyimli bir insandı. 50 yaş: Babamın yanımda olması ve bu konu hakkında fikir vermesini ne kadar çok isterdim. Onun ne kadar akıllı olduğunu hiç takdir etmemişim. Ondan çok şey öğrenebilirdim. ANN LANDERS
BİR TAŞ AT. BİR TAŞ DAHA AT. BİR ŞİİR ATEŞLE. BİR YUMRUK YÜKSELT. SESİNİ YÜKSELT. BİR ÇOCUK YETİŞTİR. BİR MASKE TAK. DUVARA BİR SLOGAN YAZ. ŞEHİTLERİ AN. BİR HAYAL KUR. BİR BARİKAT KUR. TARİHİNE SAHİP ÇIK. SOKAKLARA SAHİP ÇIK. BİR SLOGAN AT. BİR KURŞUN AT. BİR TOHUM EK. BİR ATEŞ YAK. BİR CAM KIR. TERLE. SAHTE BELGELER DÜZENLE. BİR BİLDİRİ BASTIR. BİR KANUN KAÇAĞINI BARINDIR. BİR YARA SAR. BİR DOSTA SEVGİNİ GÖSTER. SİLAHINI TEMİZLE. HAKİKATI SÖYLE. BİR MİTİNG DÜZENLE. ARKANI KOLLA. GÖKYÜZÜNE BAK. İZ BIRAKMA. İŞÇİLERDEN ÖĞREN. BİR YOLDAŞA ÖĞRET. BİR HÜCREYİ ZİYARET ET. BİR SAVAŞ ESİRİNİ KURTAR. GİZLİ DOSYALARINI ÇAL. KENDİ KALBİNİ ÇAL. PAROLAYI AKLINDA TUT. BİR AYNASIZI SİLAHSIZLANDIR. BİR FÜZEYİ ÇALIŞMAZ HALE GETİR. BİR FIKRA ANLAT. BİR PLAN YAP. BİR UMİT IŞIĞI GÖR. İSMİNİ DEĞİŞTİR. BİR TEORİYİ TEST ET. BİR DOGMAYA MEYDAN OKU. KORKUNU KULLAN. BİR DAMLA GÖZYAŞI AKIT. HARİTAYI İNCELE. HAİNLERLE HESAPLAŞ. AĞIRLIĞINI HAKKIYLA TAŞI. BİRAZ DAHA AĞIRLIK KAZAN. SEVMEK İÇİN MÜCADELE ET. SEVDİĞİNİ BİR DAHA SÖYLE. SINIRI AŞ. Tim Blunk (Timothy A. Blunk)
Quid Rides? Mutato Nomine, De Te Fabula Narrutar.
Hana ga saita yo Hana ga hana ga saita yo Hidoku kaze ni obieta Daremo mita koto nai hana ga saiteita you da Hana ga hana ga saita yo Hana ga hana ga saita yo Mita koto nai hana ga saiteita yo Hada do nai Sorere wa aru hazu monai to omottetara shitara Sou shitara shitara Hanagagagagagagaga aru da yo Daremo mita koto nai Neiro hazu mo nai Sazu hazu mo nai hana ga saiteta shi Soko ni yahari soko nite Shikari soko ni soko aru da yo Hana ga saita yo Hana ga hana ga saita yo Hidoku kaze ni obieta Daremo mita koto nai hana ga saiteita you da Asa-Chang & Junray
... ... ...
Kurtulamadım Umudum Tohumlarımda Umutlu Tohumlar
Ben gibilerini görüyorum Birer birer soluyorlar Çicek Mezarlığında
Korkularım geldi Bir ağ gibi üstüme sarıldılar Kurtulmalıyım
Yağmurdan şüphelendim İstermiydim güneş isteyen ben
Siyah bulut geldi üstüme Korktum ama istedim Ağlattı ama üzülmedim Hoşuma gitti
Kötü niyetli insanlar seziyorum Bu dünya beni... Her bir yağmur damlası içimde husursuzluk hissetmeme sebep oluyor Saçlarımdan yüzüme kayan yağmur damlaları bir şeyi Düşünmemi söylüyor gibi
Gözlerimi kapayıp odaklanınca... Hiçlik Karanlık Hiçbir şey göremiyorum Hiçbir şey duyamıyorum Hiçbir duyumu hissetmiyorum Ama korku hissetmiyorum Korkudan daha çok BU his çok rahatlatıcı
Senden ayrılacağım için... Eve gitmemek için ağladım... Evet aşkım sana ve hatırlıyorumda Seni seviyorum dedim Siyah ceketin içinde Benimle kal Mırıldanırken şarkımızı Anılarımızı kucaklarken Sana iyi bakmayı hatırladım Benimle kal Ne zaman geriye baksam Seni tam orada hissettim Benimle kal Kafamda aynı melodi tekrarlanırken Kapımı çal
İyi günlerimiz oldu Kötü günler geldi gelecek Hep pişmanlık içinde yaşayacağım Yapayalnız... Işık tükeniyor... Yapayalnız... Şimdi günün akıp gitmesine izin ver Böylece karanlık seni gözleyebilir Öyle bir karanlıkki tanımlayamazsın Bilincini, kalbini ve ruhunu kucaklayacak Kendini bu dünyadan kopar Asla iç çekme, asla ağlama Kör olana kadar bekle Karanlık... Karanlık... Kimseden yardım bekleme Bu dünya hayallerimizi ve arzularımızı doldurdu Karanlık Bu dünyayı terket
Dolaşsam dursam Aklım yine balkonunda Yine yanında olsam Sana en sevdiğin şeyi getirsem Bana bir hayal verseler Ona sarılarak uyusam Bana seni verseler ...
Ey yıldız Senin dışında o geceyi aydınlatan ışık neydi O gözler neydi
Bugün oturdum yine ölümü düşündüm ? yaşında ve hayat bu kadar güzelken
Susmanın tadı iğrenç bir şey Dilimdeki felçi hiç bir göz yaşı dindiremiyor
Nereye gidersem gideyim Ne kadar değişirsem değişeyim Nerede mutlu olursam olayım Kafamı hep aynı yere çevireceğim
Sessizliğimin içinden Kendimi alıp çıkartıyorum Konuşuyorum Sen susuyorsun Sen sadece susuyorsun... ...
Kendim yarattım bu kafesi Belki kafamda bir kurgu Veya ellerimin sözlerimin eseri Ne diye isyan ediyorum şimdi
Son anı beklerken Zaman en büyük kafes
Yaratırken kutsal Yıkarken şeytani mi? Bir şeyi yıkmadan yaratmak Yaratırken yıkmak mümkün mü?
Önce irademi Sonra aklımı Geriye etten organik bedenim kalır... ...
Bilincimi etkilemeyen şey yoktur Bilincimi etkileyen şey var mıdır? Bilinçsiz bilinç...
Zamansız ve koşulsuz Öyle bir şey isteki İsteyen seni yok etsin
Kendimi anlamlandıramazken Kendime bir şey anlatamazken Bir başkasına saçmalıyorum Kör bana Renkleri mi anlatıyorum?
Yaşarken içtiğim En tehlikeli zehir Kendimi arayışımdır İndirin maskelerimi Hangisiyim ben!
Bir şeyi tamamlıyorsam Tamamladığım şey neyi tamamlıyor?
Her şeyi unutmak istiyorum Unuttuğumu unutmak Anda kalmak istediğim mutluluklar Son nefesime kadar acı verecek anıları Geçmişe duyduğum özlem Geleceğin imkansızlığını mümkünmüş gibi hayal kurmamı sağladı Yazdığım anı beni üzsede mutlu etsede şimdiden kaçmamı sağlıyordu Veya zamanın akışına tutunmamı Uzun zamandır geleceğimi yaratmıyorum Ne zamandır sadece an dayım bilmiyorum İnsan zamanını planlamayınca Ortada ne amaç kalıyor ne de anlam Hayatta artık etkilenmiyorum Eğer etkileniyorsamda artık sona yaklaştım Düşünmekten başka bir şeyim kalmadı Ama bu düşünmem olumsuzlukdan ibaret Duygusallığımı elimden almaya çalışsada Belleğimi yok etmeye çalışsada Başaramadı Çoğu zaman başarmasını isterdim veya Eskisi gibi bir gözlemci olmayı Aklım kimliğimi çoğu zaman kaybettirdi Olmamam gereken insanlar oldum Bilinçsiz bir bilince sahip oldum çoğu zaman Her zaman kendimi hiçlikte kaybetmek istedim Bazen Fani olmamayı gözlerim açık bir şekilde ölmek istediğim için istedim Karanlığı istemediğim için Belkide tanrı olmak istedim Evreni yarattıktan sonra gözlemci olan bir tanrı Veya bütün kötülüklerin ayağı olan tanrı İstese kötülük olmazdı demek kolaya kaçardı sanırım Belkide düşüncesel varoluşum için şükretmeliyim Tanrıyla bir başka şeyi suçlamak arasında fark yok Ebedi bir ömre sahip olsamda buna zamanım olmazdı... Kendi alanımda tanrı olduğum yerden çıkmalıydım Gerçeklikle kurguyu karıştırdığım yerden Sonunda bir şey istedim Ama bu iyi mi kötü mü bilmiyorum Değişime karşı direnmemeyi çoktan öğrenmiştim Ne değiştiyse de önemli değil Farkında bile olsam yine değişerek Farklı cevaplar vereceğim Kendi eserlerim hepsi... Kendimi biriyle bir şeyle özdeş görmüyorum Görende saçmalıyordur Kendine yabancı olduğunu hatırlayınca Hiç uyanmak istemediği uykusundan uyandırılacaktır Başkalarına yabancı olduğum için kendimde eksik arardım Şimdi ise hepsi bir ustanın verisinden çıkan ve kendine yabancılaşan eserler Kendime zamanım yokken başka bir eser için canımı sıkmışım Artık yoruldum.
Kapat gözlerini Ne görüyorsun? Arzular, kokular, hazlar... Hepsini yaparken yaşama isteği yokmuydu? Ezeli ve ebedi sönmez ateşi Sen mi söndüreceksin? Söneceğini biliyorsun, öleceğini Faniliğin isteklerini yerine getirmeyeceğini biliyorsun Arkanda kalan küllerinden kül çıkıyor İsyan etmek Karşı çıkmak Yok etmek Kabul etmek pasif kalmak doğana aykırı Sınırı aşmak genişletmek... Ama bu isyan acıdan başka ne getirebilir Kendinden vazgeçişin ve başka birinin isteğine boyun eğmemek mutlak özgürlük değil mi? Nefes aldığın sürece mutlak özgürlüğe ulaşmak mümkün mü? Mutlak özgürlüğe ulaşmak için bir yol daha var Ama bu yol tamamen seni özgürleştirmeyecek Fakat sınırını ve bilinçsel açıdan seni biraz daha yüksek mertebeye taşıyacak Bunu isteyemezsin İstemezsin Neden sorusuyla başladın Tüm anlamın merkezini sorguladın Kendi katilin oldun Gözyaşlarımın içinde sessizlik suskunluk yatıyor Toprağın altında çürüyen anılarımla birlikte Bunları kim yaşadı? Belki başka bir zamanda Ama bu zamanda değil Bu- Bunlar ben değilim Ya da benim değil Sessizliğimin suskunluğum içinde benliğim saklı Verdiğim nefeslerle birlikte uçup gidiyor Sonunda Özgür olabileceğim Beklediğim veya gerçekleştireceğim son... Ben sürekli değişirken Yalan ya da doğrunun önemi var mı? Yaşamaya değer bulamadığım zaman Kendime sorumluluk yükledim Hep başkalarının sorumluluklarıydı Vazgeçmem daha zor artık Belkide bir şeye anlam kazandırmak içindi Ölümden sonra bilinmemezlikle Birleşen anlam kazanma çabası Bu yaşadığım hayatı Yaşamaya zorluyor Hipoteklenmeye korkuyorum Kaybedecek çok şeyim yok Ama ne istediğimi bilmiyorum Sonuma karar kıldığım vakte kadar O zamana kadarki anı doldurmak zorundayım Arafı yaşamak... Gerçek özgürlükte ne? Hep kendimi Dışarıdan gözlüyorum Kendimi bulup Kaybediyorum Kendimi bulduğumda Tek hissettiğim Hayal kırıklığı Düşünmemeye çalışarak Bir akışa dur demeye çalışıyorum O an durdurmak için bir neden atıyorum O nedende devinim ile değişiyor Bilincim bile kendi kendinin farkında olamıyor Bilinçsizleşirsem farkında olur belki Bu da ancak bilincimin ölümüyle olur Yani benim... Zoru ve imkansızı istemem Yanlış değil değil mi? Mutlak olanı inkar ediyorum Düşüncelerim Hiçlikten çıkıyor Hiçliğe dönüyor Çıktığı zaman varlığımı yok ediyor Şimdiki benim parçalarımı Paramparça ediyor Artık düşünmek istemiyorum Mükemmel nedir? Tanrı mükemmel midir? --(kestim) Acılarına ortak olalım (devamını getiremeyeceğim) Kıymet... Kıymetli olma arzusu... Kıymet duygusuyla var olmak... Kendine vermediğin kıymeti vermek... Var olmadığını kendinden saklamak... (var kelimesini bilerek seçtim aklına ilk gelen değil) Her ruh acı çektiğinde Ve cennete girebilenler girdiğinde Tanrı tüm ruhları mı yok edecek Yoksa kendi bilincini mi?